Şiir kazanacak, çünkü şiir direniyor!
6 Kasım 2018 akşamı Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi'nde gerçekleştirilen "160. Kilometre Şiir Dinletisi"nden tadımlık bir seçki sunuyoruz.
Dramatik İyileşmeler’den | Ömer Şişman
yok-şiir neden olmasın
forkliftlerle taşımışlar seni
üstüne üstüne demir
bir yanlışlık
o demirleri uçaklarla hangarlara
ağır yükleri çatallarla
taşımış kaldırmış istiflemişler
şiirin taşıyamayacağı kadar ağır yükü
kaldırıp taşıyan çatallı-istifleyici
şiir ülkesinde büyüdüm, hayal dünyasında
ama yazdıklarıma artık denmese mi sanki şiir
çatallı-istifleyiciye takıldı gözüm
mutlu çocukluk, kötü rüya yaşamı
yok-şiir neden olmasın?
şiir imgehan lirikboy’lara
(bu takma isimde bir şair vardı)
imgelem çocuklarına
(böyle bir dergi vardı)
kalsın
ilk forkliftler hidrolik sistemi olmayan basit makinelerdi
sadece zincir yardımıyla çalışıp yükleri santim santim
taşır, ihtiyaçları zar zor görürlerdi
sarsık – dur kalk – tekinsiz – saçaksız – yabani – hatalı – kötü makyajlı – sabotajcı –
(amirim!) şüpheli bir şiir
sevdiğim genç şairlerimiz nâzım hikmet ile ilhan berk
►
Ve arkadakileri görüyorsunuz, Kuğulu Park’a doğru binlerce insan çekildi, şu an kitle ilerliyor Kennedy Caddesi’ne doğru ancak biz o tarafa gidemiyoruz çünkü çevik kuvvetin mevzilendiğini biliyoruz. Şimdi Kuğulu’ya doğru gidelim. Çok yoğun bir saldırı oldu, biz de açıkçası çok yoğun gaz bombası tesiri altında kaldık. Polis çekilirse gaz bombalarını Kuğulu Park’a doğru atacak ve çok sayıda çocuk var. İnsanlar Kuğulu’ya çok fazla çekilme taraftarı değil bu yüzden. Evet arkadaşlar şu an Bestekâr Sokak’tayız. Biraz önce çok ciddi bir saldırı oldu. Evet biraz önce koşturduk arkaya doğru. Şu an Bestekâr Sokağın orta kısmına barikatlar kuruluyor. Evet... Biraz önce polis üç ayrı noktadan saldırdı, bizleri ortaya sıkıştırdı ama grup tekrar toplanmaya başladık. Tekrar edeyim, polis müdahalesi olacak. Nerden geleceklerini bilemiyoruz. Biraz önce yaklaşık 700-800 kişilik kitleye polis üç dört ayrı noktadan saldırdı ve insanlar ara sokaklara dağıldı ama şu an Bestekâr Sokak’ta tekrar toplanıyor insanlar, buraya barikat kuruluyor. Evet saat on iki otuz sekiz. Ankara’da polis saldırısı devam ediyor. Bugün Ethem Sarısülük... ölüm haberi alındı ve insanlar tekrar Tunalı’ya, Kennedy’ye ve Bestekâr Sokağa doğru toplanmaya başladılar bu haber üzerine. Sizden ricamız bu Ustream canlı yayınımızı paylaşmanız.
►
Geceleyin dağ başında uluyan hayvan
Kılların ıpıslak gözün yaş
Ulur ulur duyuramazsın
Dört bir yanın dağ taş
Dünyada gündem değişti iki uluyuşun arasında
Bir devlet yıkıldı bir parti kuruldu
İnsanlar öldü öldürdü doğdu boğuldu
Biri ötekini terk ederken bir an yutkundu
Sen yalnız kendini dinledin
Dağ başında geceleyin
►
Adam konuşurken kolu sağ dizinin üstünde
FIJJJT FIJJJT FIJJJT
Kol değil, deniz botu uzantısı, şişip iniyor
Şişip iniyor, deniz botu konuşuyor peltek
Odadaki hava şişip sönüyor
Şişip sönüyor, çekiliyor hayat
Kıpırtıları kesilerek, sürelere bölünerek
FIJJJT FIJJJT FIJJJT
Deniz botu diğer deniz botlarına bakıyor
Deniz botları birbirine bakıyor
FIJJJT FIJJJT FIJJJT
Bot bardaklardan bot çaylar içiyorlar
Bot camın ötesinden metaller geçiyor
Deniz botları güneşte gevşer
Çünkü malzemeleri genleşir
Sıcaktan genleşen bot büyür
Hava artan hacme yayılır
Hacmi artan aynı miktar havanın basıncı düşer
Moleküller arası boşluk artar
Yazın araba lastiklerinin inmesi de bu yüzden
Lastik genleşir ve hava miktarı yetersiz kalır
Lastiği belirli bir basınçta doldurmaya
Hacim artarsa basınç düşer
Hacim artarsa basınç düşer[1]
Deniz botları güneşte gevşer
Deniz botlarının duyguları olmaz
Yapay zekâlı deniz botları birleşip birbirlerini şişirebilirler
FIJJJT FIJJJT FIJJJT
Birbirlerine hava aktarabilirler
Gelecekte bir gün dünyayı istila edebilirler
Odada hiçbir sevgi zerresi uçuşmuyor
Taziye evi replikası, siyasi içerik karışımları
İrili ufaklı deniz botları
FIJJJT FIJJJT FIJJJT
Deniz botları tarih yazabilir
Aile kurup TISSSSS
Deniz botu dilinde hikâyeler
TISSSSS anlatabilir
Bir odada TISSSSS toplanabilir
Ağır TISSSSS makineli tüfekler edinebilir
FIJJJT FIJJJT FIJJJT TISSSSS
FIJJJT FIJJJT FIJJJT TISSSSS
Ağır makineli deniz botları
Deniz botları birbirine sokulur
Tezgâhta bir meyve bıçağı
Bıçaktan süzülen suda bir akis
Deniz botları birbirine sürtünür
Durmaksızın sürtünür
Deniz botları birbirine sürtünür
FIJJJT FIJJJT FIJJJT
TISSSSS
Dikenli Zıplak’tan | Ömer Şişman
Girdiğinde o loş ― dikenli zıplak ― Masal Evi’ne ―
uzun bir masa ― dikenli zıplak ― elde şarap kadehleri
Masanın çoğunu ― dikenli zıplak ― tanımıyorsun
Görmeden oturur ― dikenli zıplak ― sun
Işıklar niye böy ― dikenli zıplak ― le loş
Ben niye ap ― dikenli zıplak ― talım o ― dikenli zıplak ― zamanlar
Bir başkasının ― dikenli zıplak ― yaşamı
Bir başkasının ― dikenli zıplak ― dikenli zıplağı
Anı da saç ― dikenli zıplak ― ma bir şey
Ne biçim yer ― dikenli zıplak ― lerde yaşıyor insanlar
Her şey çok ― dikenli zıplak ― dokunaklı
Her şey çok ― dikenli zıplak ― hafif
Topraktan fışkıran bit ― dikenli zıplak ― ki sürgünleri
Boyun tiki ― dikenli zıplak ― boyun ağrıtır ―
Burun tiki ― dikenli zıplak ― burun sızlatır ―
Omuz tiki ― dikenli zıplak ― omuz sancıtır ―
Göz tiki ― dikenli zıplak ― gözlüğe saklanır
Biri diğerine ― dikenli zıplak ― öbürünü gösterir
Yalnızlık tiki ― dikenli zıplak ― yalnız bırakır
Orada burada ― dikenli zıplak ― dikenli zıplaklar
İçimde dışımda ― dikenli zıplak ― dikenli zıplaklar
Doğarken birlikte getirdiğim ― dikenli zıplak ― o dikenli zıplaklar
(…)
Gözümün ― dikenli zıplak ― dalması
Eski ― dikenli zıplak ― alışkanlığım
Sen benim ― dikenli zıplak ― senimsin ben
Atari salonunda ― dikenli zıplak ― oyun izleyen
Bütün gün ― dikenli zıplak ― duvara yaslanan
Çocuklar vardı ― dikenli zıplak ― çok eskiden
Ciğercinin oğlu ― dikenli zıplak ― turşucunun oğlu
Babaları ― dikenli zıplak ― 1993’te 1994’te
İntiharlar ― dikenli zıplak ― ederlerdi
Vapurdan ― dikenli zıplak ― trenin
Atlar ― dikenli zıplak ― altına atlarlardı
Anneleri kafiyeli ― dikenli zıplak ― kafiyeli bağırırdı
Ersiiiin ― dikenli zıplak ― Allah belanı versiiiin
Kamera ― dikenli zıplak ― görür
Kayıt cihazı ― dikenli zıplak ― kaydeder
Sırlarım değil ― dikenli zıplak ― çekingenliğimdi o ―
dikenli zıplak ― kazıdığını sandığın
Çekingenliği de ― dikenli zıplak ― yanlış biliyorsun
Sen üç ile yedi arasındasın ― dikenli zıplak ―
Ben sıfır ile on arasında
Sen aklından geçiremezsin ― dikenli zıplak ―
Ben cesaret ederim
1993’lerden 1994’lerden beri ― dikenli zıplak ―
böyle bu ― dikenli zıplak ― bu böyle
(…)
Alev’in babasının intihar aracı olan ― dikenli zıplak ― vapura bin
Haydarpaşa Garı’na ― dikenli zıplak ― yaklaşırken
Ersin’in babasının intihar aracı olan ―
dikenli zıplak ― trene binsem mi diye düşün
Alev’in babasının intihar aracı olan ―
dikenli zıplak ― vapurdan in
Üstünde pis ― dikenli zıplak ― bir Kokuduygu
Birbirine çarpmayan ― dikenli zıplak ― insanlar
Birbirine çarpan ― dikenli zıplak ― insanlar
Her şeyin aynı ― dikenli zıplak ― andalığı
Midye dolmacılar ― dikenli zıplak ― vışk vışk
Bir kabuğu öbürüne sokarken ― dikenli zıplak ― salınan sıyrıntı
Dünyayı Yazıcıoğlu İş Hanı’na ― dikenli zıplak ― hapsetmişler sanki
(…)
Anladım sen ― dikenli zıplak ― duygulardan konuşmak istiyorsun
Duygulardan konuşmak ― dikenli zıplak ― beni hasta ediyor
Yataklara düşürüyor ― dikenli zıplak ― başım vınıldıyor
Sanki sözcüklerim ― dikenli zıplak ― bitti
Herkesin ― dikenli zıplak ― konuştuğu yerde
Sonsuza kadar susacak ― dikenli zıplak ― bir iç güç hissediyorum
Her şey fazla ― dikenli zıplak ― her şey yorumlanmış
Duygular ― dikenli zıplak ― duygular duygular
Hepimizin ― dikenli zıplak ― o bitmek bilmez konuşma ihtiyacı
Tahlil ihtiyacı ― dikenli zıplak ― duyguları anlama ihtiyacı
Garip rüyalar ― dikenli zıplak ― bahar yorgunluğu, durgunluk
Daha da garip rüyalar ― dikenli zıplak ― daha da bahar yorgunluğu, daha da durgunluk
Dayanıklı değilim buna ― dikenli zıplak ― yolun başında demiştim:
Hastayım, tüm hastalıklarından çocukluğuna artanım
Sessizlik ― dikenli zıplak ― beni iyileştiriyor dindiriyor
Bunun ― dikenli zıplak ― başka bir anlamı açıklaması yok
Yok işte ― dikenli zıplak ― yok
WHITEHOTELS şimdi
incekumda 5*Whitecity Resort
Hotel 12 yas free 4gece 5gun
herseydahil 359 TL
02422121468
www.whitecityhotels.com
(smsiptal 08504806196 http://
iptal.biz/ffWzQ
Bütün dikkatimi dağıttın ― dikenli zıplak ― WHITEHOTELS
Senin ― dikenli zıplak ― iğrenç tatiline sokayım. Modern fabrika işçileri misali ― dikenli zıplak ― o bin kişilik yemekhanelerinize. Hamamböcekli ― dikenli zıplak ― salatalarınıza. Tatil konseptine ― dikenli zıplak ― Brezilya dansçılarına ― animatörlerine. Mutsuz mayolar ― dikenli zıplak ― şıpıdık terlikler ― nemli havlularına. Prens prenses şehzadeleriyle ― dikenli zıplak ― mutsuz ailelerine. Adamların tembelliğine ― dikenli zıplak ― kadınların çocuğun peşinde delirmişliğine. Mutaassıp ― dikenli zıplak ― tatil anlayışına. Çocuğa gece için ― dikenli zıplak ― açık büfeden hazırlanmış sandviçlere. Çocuk uyuduğunda ― dikenli zıplak ― kötü sekslere.
hirudo economicus onun | Burak Acar
iki ucu iki uçlu değnek. iki yaklaşık sonuçsuz. iki kalesiz maç tam saha defans. kendi deplasmanlarında ipe dizip topunu sssssektirip küfür küfür estirip sağ açıktan sapasağnak hücum hücum buz gibi gol gibi en sponsor firmadan kaleye kol gibi uzanan bu cennet onun. kızma onlara ne olacak işte hepsi onun bunun. kıymet bilenirler herkes adını bilirler onun akıl onun fikir onun plajlar olasılıksız bütün. her kuruşu helal her metrekaresinde alın teri. yer misin yemez misin en iyisinden anlar peynirin çiftlikler onun. darbeler onun pusular nişanlar onun ormanlar. bizans onun selçuklu onun hitit osmanlı hanlar hamamlar köprüler restorasyonlar onun kapatırlar çatıları kapıları jaluzileri biz bize sayılırlar altın tokalaşırlar imarlar imzalar attırırlar yaktırırlar boğdururlar foklar onun. salonlar onun gişeler seanslar onun kamu yararı. kimseye nasip olmayan kederler onun badireler. ısırmaz yutamayacağı lokmayı çatalını gösterip kameralara standardı porsiyonların onun.
kutsal aile park yerlerinde değnekçi tanıdıklar onun itibar kuponları eşe dosta endeksli prensipler ısmarlama talep gören değerler cimnastiği kırk taklalar kırk kat boyalar dökülür teklifler üstüne. acil inişlerde pisti boşaltır hatırlı onun. çekilir parkurlar altımdan cellatlar parkında koşmalara doymazım. terli tozlu dumana katılıp canım ciğerlerim şişinip inip şişin ip ince şiş ince tersimden yatıp düzümden düzül öp onun. boş alacak dolacak boşalıp üstüme iyilik sigorta primleri. sağdan sağdan diklenereksiyon kırıp boyunlarını sokup sokup çıkarıyorlar. kafalarını ne güzel suyun kaldırıp fışkırtma kuvveti. sapasağlam dur yeter ki. alnın açık olsun göğsün şişik başın yukarıda. taksitlerin ödenmiş. bakılmış hicabına hassasiyetlerinin. sapasağır duy dönsün başın dönsün dünya dönsün türkiye daha hızlı dönsün kalkınmacı döngü kısır. olamayasılıkları hapladım yuttum. gelecek onun isterse gelmeyecek.
ölü anneden hirudo’ya salkım öğütler | Burak Acar
sen su gibi hafif ol evladım
suyun hafifliğine karış
denizin kumlarına
32 numara ayaklarınla yürü suyun içinde
kaldırdığın kumları gör
ağır çekim kumların içinde
sağa sola kaçışan balıkları
leş liyen hayvanlar çirkin oluyor oğlum
balıklar ne güzel
tabiat ana yalandır oğlum senin annen benim
tabiat bir abidir oğlum
tabiiyatabii
boş ver beni her şeyi boş ver
olan bitenlerin seninle bir ilgisi yok
vallahi yok
sigortan var mı oğlum?
geldiler mi gitmiyorlar
günde böyle kaç vakit
allah zihin mukayyeti versin yavrum
biliyorum hiç kolay değil
kredi kartı borcunun son ödeme tarihi yaklaştı
kızlık soyadımı unutmadın değil mi oğlum?
burada hep şaka yapıyoruz birbirimize
kakara kikiri hep
günler başka türlü geçmiyor
arkadaşlıklar çok iyi burada
çok iyi insanlar var
geceleri ateşler yakıp şarkılar söylüyoruz
sessiz sinema tabu falan
fıkralar şakalar uykusu gelen yatıyor
keyfimiz yerinde allaha şükür
beni özledin mi?
her hafta evi bi sil süpür oğlum
parkedeki tozlar içine siniyor farkında olmuyor insan
burası hiç toz tutmuyor
teknoloji yok ama tozsuz burası
filtresiz ve demliyiz ve şekersiz
açlık hissi de yok
sen yediğine içtiğine dikkat et oğlum
besinsiz kalma
şiir de yok burada elektrik de yok
lüzumsuzsa söndür ama günah
fatura yüksek gelmesin oğlum
istanbul’dasın sen şimdi değil mi?
kusura bakma oğlum yanında olamadım
ama ne diyeceğim sana
nasıl anlıyorsan öyle anla
allah şahidim olsun ki allah herkesin şahidi
buraya gelince anlıyorsun
antiloplar üstünlük için dövüşürlermiş biliyor musun
bir nevi güç gösterisi
öldürmek için değil
antiloplardan öğreneceğimiz çok şey var
tabiat bir abidir oğlum
tabiattan korkma
gir koluna gel yanıma
bekliyorum
BİT PAZARINDA MOTOR SATMIŞTIM BİR KERE | Liman Mehmetcihat
Fatma Nur’a
Bir vişne yılıydı sanırım
Tuğlalardan o düğümler. Sancısı az olmayan bir kutu bulut.
Cesetler sayesinde doluluğu anlaşılamayan insan ötesi karınlar vs.
Bir yıldı, kolları bir ceset torbası gibi açılmıştı.
Her günkü kuzuluğum bugün de şu bahçeye gömülmüş
Girilmişti evlere.
Ben de o dünyadan bir inme
Aksayan şekillerde, insana inmek için tepeye çıktım
Ve bir doğumlu bir ölümlü toprak dolan hasta evlerin
Yanından geçerken aklıma gelmişti:
Yok olduğumda ya ben de görünürsem, ya benle konuşurlarsa?
Daha önce yok olmuş bir gemi vardı
Batmamış.
Yanmamış.
Dağılmamış.
Göğe de çekilmemiş.
Yıllarca deniz suyuyla hayatta kalmış
O da bitince dünyaya gelmiş
Çöpleri karıştıran bir adam olarak.
Bulanık kuzunun karartısı, vidalarla takılan gözler
Soğuyunca bir kan bulutu.
Yok olduğumda benimle konuşurlarsa
Ben yokum. Ben aklımdan çıkmıştım.
Bit pazarında motor satmıştım bi kere
Bu beni karanlık bir insan yapmıştır belki de
Sen içime bembeyaz kuzular örtensin. Seni duyuyorum
ORGAN MAFYASI | Liman Mehmetcihat
Ahmet Güntan’a
Ben organ mafyasından korkmam
Karaciğerden korkarım
Ne mushafa ne ekmeğe
Karaciğere basmaktan korkarım
Şeklinden. Renginden. Ve büyüklüğünden
Hayatî oluşundan.
Geceleri beni çağırmasından. Gitmekten.
Gördüğüm her insanda
Gizli gizli bir karaciğer olmasından korkarım.
Kendime yaptığım zaman geçirmez kutudan hiç çıkmadan
Nasıl bu sırtıma alıp koştuğum taksileri
Beni delirten neydi
Karaciğer büyüklüğünde bir gece bekçisi
Suçlunun en büyülü ormanı. Suçun aşk örtülü bölmesinde
Silahların altında olur. Karaciğerin orda.
Karaciğerin yarısı bugüne kadar gördüğün bütün insanlarla doludur.
Kalan yarısını bir yılan gibi tamamlar
Kendine yaptığın kutuyu beş yerinden bıçaklar
Ben organ mafyasından korkmam
Karaciğerden korkarım
Memelerden kesmek için çocukları
Sütyenlere doldurulan binlerce karaciğerden
Sonra da üre üre üre diyen
denizde damla olduğun bir sidik toplum üre
Kanlı bir buz küveti toplumunda gördüklerim
Taksi aynalarına asılmış karaciğerlerden korkarım
Ev yapanların ve ev satanların
Evlerin altına koydukları karaciğerlerden korkarım.
Organ mafyasından korkmam.
Bir iki katil bir iki doktor
Çay, kola, içki, kadın
Ameliyat ekipmanları
Ve bir gemi. Akdeniz'de.
Bütün karteller gençken sonra. Bir arabacı oğlunun sabıkası. Çiçekli bir
silah kaderiyken. Barış fermanı olarak şişe geçmek. Gözün kumar getirisi.
Hayvanlara gece yaklaşan bir ruh. İçinden katiller sildikten sonra. Hırka koyunu, halkça
üstün olanı, öcü düştü öcü düştü, bulandı kurtlara.
Gece su içmeye kalktığımda
Sadece bir gemiymiş.
fatma çeyizi | Fatma Nur Türk
Fatma önemlerindeki artma eğilimi
Fatma şaşırtıcı büyüme ve benzerleri
Fatma ismi 2 milyon 513bin 365 kız çocuğuna
Fatma seversiniz demek
Fatma oluyorum şu an
Fatma bilimbilim dil mi kimdir
Fatma viresiz, kağıtta çıkmaz
Fatma kesilmiş, ayrılmış anlamıdır
Fatma tek göz odalarda saçlarından asılmış
Fatma büyük ortada büyük afiş bak
Fatma elleri doğu’ya doğru kırpılmış ve gergin
Fatma toprak kabın içindeki kızgın madenden
Fatma projenizi sevmemem
Fatma sevmenizi sevmememe
Fatma aracılığıyla mı silkinip çaputlu teyellerimden
Fatma aracılığıyla mı nice memnunum karşılık
Fatma’ya şöyle buyurul-
Fatma silme silme
Fatma iki omzunun arasına gölge gibi kısılan
Fatma ey saltanat burkan hırkalar
Fatma kitaplarda okuyup altını çizdiğin
Fatma ben değil o kişiyim
Fatma buğday konuşur
Fatma çeyizi avuç ayasında küçük bir sudur
Fatma anlatmak ağacı, yere kül serpilir
Fatma ömrüne beyaz atların koştuğu bilseler
Fatma radarların göremeyeceği alçaklıktan o kara uçaklar
Fatma çiviler onları öldürmez ve yemez de
Fatma beni havlatan krallar bronz krallar
Fatma trençkotumun cebinde kımıl kımıl suud kurmaylar
Fatma ne olur ellerimi arap körfezlerinden çıkar çıkar
Ses et: “ Heyhat Minez Zilleh! ”
Ses vereyim: “ Fâriğ-i havf ü recâyım rind-i Haydarmeşrebim
Can fedâ-yi râh-ı cânânım Hüseynîmezhebim ”
Cephesi dökülmüş zeytin ağaçları, çelikten muhafızlar Fatma
Sizin yüzünüzden evlerimiz günlerce bombalandı duruyor
Çok hangi hayvanlar kutsanır, asıl karınca yuvası olarak büyüklük
Tarihten çıkmış Ürdün bayları tarihe yine çıkacak duruyor
Riyad’ın kuzeyinde hiç doğmayan güneş 0 Suud ailesine aittir
Mülk edinir kaçıncı iki yüz Mercedes bir G yirmi konvoyu ile
Ulandım yüzlerini gördükçe işte katiller, Fatma hepsi bir karede
Benim ülkemde kankesmiş yas ilanları cihanda bir zalim ölse
Tekfirci zevki kattıkça katıdır yürek biçiminde gözlerim düştü yerlere
O nasıl süregideni koşturan haritalar büyütmeye yeminli o
Yeni bir parmak Katar Katar organ oluyor alnımın ortasında
Aramızda neşelisi çok. Takunya çok. Amerikancı çok muhafazakar
Kuveyt’teki camiyi sevmediler Fatma, üzerine büyük güm attılar
Ağularına bandaj bastığımız insanlık için büyük güm batıyor
Sene iki bin on beş, ayakkabılarımın içi kan, musluktan akan kan
Kıta dolusu çocuklar, ses veren sese kadınlar, yekrenk bakış adamlar
Mazgaldan dünya gümlüyor varacak yol kalmayınca geri dönsün geri
Ucundan seyrek geçip tesadüfen hayat dediğimiz dirilebilirse.
yeryüzü tavırları | Fatma Nur Türk
çekmeceye bu çeneyi kim koydu
boğaz ağrısı bulaştıracak hepimize
yapıştı kaldı terliğime çeneyi buraya kim
oturma odasında koltuğuma kurulmuş sırıtarak
uzanırken ekmeğe kolumu ısıran uzun
akşamımı söküp alan köpek dişiyle
çantamın fermuarını bozan ve erteleyen alarmları
etimin içine bit koyan, beni bitli diye kovan
düzelttiğim yatağı bozan
kefil olup arkamdan vuran usta çeneye
nereye kadar şaşıracağım çoraplarımı attığım yere kadar
ay bitiyor demek, sırası gelen pazartesi ve köşedeki Şok bitti
bakkalımla bakış açımın mücadelesine joker çene girdi
hatimler kadınlık değil çene emir verdi emeklice artık büyüler
bir yerde bir yere kadar durulur biliyor musunuz
öyleyse ne zaman yüzüstü düşecek, ustura altında kalacak
öğrenmek istediğimiz bu şeylerin cevabı
orta doğuda bir kümesteyse
reddetmek istediğimiz pijamaları giyip
yatağın kenarında dua edelim
ev eşiğinden içeri adım atan
çatık boynuzlu öküzler meclisi gitsin
utanmalı mıyız tartışalım yaşam sevinci diye bir şey var onu
eyvah balata yanıyor, kötü kokuyor, yol gidiyoruz böyle eyvah
tepeden tırnağa yardıma hazır bir tavır mı takınıyoruz onu
bir mezar taşı, anıtı var mı büyük Urartu Kralı’nın hani
yeryüzünün ahırlarından gelen bütün kokuları çekeyim içime
limonatasından kocaman bir yudum alıp oh veren nefesleri de
ki yeni bir başlangıç umuyor insan, sense hep aynı teraneyi
portatif bir gramofon almış komşum şakırtını bastırmak için
bugün herrr şeyi daha açık söylediğim günlerden biri
yelek cebimde bir şiir taşıyorum ben ölünce sana onu
hepimizi gömeceğine bir tek ben inandım.
n = hava molekülleri sayısı (kaçak yoksa sabittir)
R = sabit faktör (değişmez)
T = sıcaklık (sabit olduğunu varsayalım)
Eşitliğin sağ tarafı sabit.
Öyleyse hacim (V) artarsa, basınç (P) düşer.