Ahmet Güntan

Mert Kocadayı

Elvin Eroğllu

Burak Fidan

Burak Acar

 

24 Ocak 2023 Salı 19:00

Tam o sırada.

Emre Varışlı - Deniz Akhan - Cengiz Bulut - Burak Acar - Burak Fidan - Sinan Özdemir

Maske Tasarım: Ercan Arslan Konsept: Elvin Eroğlu

Film Gösterimi

Ahmet Güntan'ın 2014 yılında Raskol'un Baltası etiketiyle yayımlanan Tam o sırada. romanı gece başlayıp ertesi sabah biten bir yatılı okul hikâyesi. 15-16 yaşlarında gençler: Kız Cengiz, Kara Murat, Melek Orhan, Çamur Timur, Çoban Hasan, Arı Tarık, Beket Şevket, Beygir Niyazi, Kirpi İsmail. Arkadaşlarının değer verdiği eşyaları çalıp bir ağaç kovuğunda gizlice toplayan hırsız, sabah disiplin kurulunun karşısında nasıl bir savunma yapacak? Kucak kucak dolaştırılan Afrodit’in suçu ne? Kız Cengiz’i en çok kim seviyor? Sapkınlık mı daha öğreticidir, müfredat mı? İnsanı kim anlar? Ahmet Güntan, sabaha dek süren küçük küçük mahkemelerde, bir grup ergenle suçu, cezayı, adaleti, aşkı tartışıyor.

Bu akşam size Tam o sırada. romanından seçilmiş sahnelerden oluşan bir okuma gösterimi sunuyoruz. Altı şair/okuyucunun seslendirmesiyle gerçekleşen bu performansı Kıraathane ekibince, Mustafa Ünlü ve Furkan Kayacık tarafından filme alındı. O filmin ilk gösterimine, ardından da Elvin Eroğlu moderatörlüğünde bir sohbete davetlisiniz.

---

Metin: Ahmet Güntan

Seslendirenler: Emre Varışlı - Cengiz Bulut - Burak Acar - Burak Fidan - Deniz Akhan - Sinan Özdemir.

Müzik: Mert Kocadayı

Maske Tasarım: Ercan Arslan

Konsept: Elvin Eroğlu

 

Tam o sırada.'dan bir monolog:     

KIZ CENGİZ : Orhan’a Melek diyorlar, nesi melekmiş onun, siliğin teki, öyle melek mi olur, melekler güzel olur bir kere. Sen güzel olmak ne demek biliyor musun Anlayıcı? Benim annem, işte o çok güzelmiş. Herkes onun güzelliğini anlata anlata bitiremez hâlâ. Komşular ne zaman beni görse Ay tıpkı annesi deyip duruyor, fotoğraflarından onun yüzünü seyrede seyrede büyüdüm ben. Analığım Bıktım diyor senin annenin güzelliğinden, çok bıkmış bu hikâyeleri dinlemekten, nefret ediyor bence annemden. Güzellik kadar büyük bir adaletsizlik var mı, düşünsene öldükten sonra bile senden nefret ediyorlar. Biri bana Aman ne güzel çocuk maşallah demesin... 

...ardından dayak geliyor, babam aslında ona devamlı annemi hatırlattığım için bana kızıyor, bunu anlamamak için aptal olmam lazım. Ne zaman tokadı yesem Şimdi rakı sofrası geliyor diyorum içimden, babama şarkı türkü rakı sofrası hazırlıyor analık, güya onu rahatlatmak gevşetmek içinmiş, ben biliyorum ama, beni dövdüğü için ödül veriyor babama. Ne kadar süslenirse süslensin asla annem kadar güzel olamayacak. 

Neysem oyum, kendimi asla aşamayacağım, bunu bu yaşta öğrendiğim için de kendimle gurur duyuyorum, öteki salakların anlamadığı şey bu, başka bir şey ola- bileceklerini sanıyorlar. İnsan nasıl başkası olur, hiç olabilir misin? Bunu Kara Murat’ın kollarında anladım ben, bir teneffüs beni hiç yoktan yakaladı, her zamanki gibi, hiç yoktan, bazen ona bir şey olur, bana sarar. Başımı kolunun altına sıkıştırdı, böyle tersten sıkıştırdı, yüzüm yukarı vücudum köprü kurar gibi ters bir şekilde yani, koltuğunun altında koridor boyunca götürüp getirmeye başladı, kıstırıldığım yerden ter kokusunu duyuyordum koltukaltının, beni seyirlik bir hayvan gibi Nasıl kıstırdım avımı ama dercesine zevk alarak bir aşağı bir yukarı dolaştırıyordu, oradan geçen İngilizce öğretmeni bizi ayıracağına Zavallı Cengiz demişti gülerek. Değişemeyeceğimi, kendime karşı bir özgürlüğüm olmadığını ta içimde duydum o an biliyor musun, Murat’ın beni aşağılamasından zevk aldığımı utanarak anladım, içim dışımdan kaçıyor sanki sürekli, sonra dışım sanki içimden, savaş gibi, ama işte, neysek oyuz. Bu kadar güçlü bir duyguyu ne ben değiştirebilirim ne Murat. 

Buradakilerin hepsi Murat gibi. Büyüyünce her şey deği-şecek sanıyorlar, sanki burada yaşadıklarımız sayılmayacak, sıfırdan tekrar başlayacağız. Onlar gibi düşünüp içlerinde kaybolmak istiyorum, ama onun beni kıstıran gücünden o an duyduğum zevk beni onların dışına atıyor, ters ama öyle. Acaba bu çelişkiden kurtulabilecek miyim, hayır, kurtuluş yok bundan, ben neysem o olacağım, bu okuldan çıkınca da değişmeyecek bu. Ağlayan heykelin hikâyesini biliyor musun? Benim içimde ağlayan bir heykel var sanki. Ağlıyor ama sarsıla sarsıla değil. Çok üzüldüğüm zaman evdeki pis küveti doldurup kalbimin sesini dinliyorum, biliyor musun suyun içine kafasını da sokunca, insan kalbinin atışını duyar, kalbimin sesini duymak bana huzur veriyor. 

Bana niye kız diyorlar sence? 

Lütfen önceden kaydolunuz.


Öğrenci
Mezun
Evet
Hayır