Masis Kürkçügil

Bahriye Kabadayı Dal

Mustafa Ünlü

26 Mayıs 2022 Perşembe 19:00

Devrimci Gençlik Köprüsü: Eski Bir Masal Değil ‘68

Masis Kürkçügil - Bahriye Kabadayı Dal

Moderatör: Mustafa Ünlü

Film Gösterimi / Sohbet

Bu akşam izleyeceğimiz belgesel film, Devrimci Gençlik Köprüsü’nün hikâyesinden yola çıkarak; 68 ruhunu, direnme ve hayalleri gerçekleştirme gücünü yansıtmaya çalışıyor ve toplum için birşeyler yapabilmenin koşullarını sorguluyor. 

Hem bugünün tanığı genç bir insanın --yönetmen Bahriye Kabadatı Dal'ın-- hem de geçmişin tanıklarının paralel anlatımlarıyla iki eksenli bir hikâye sunuluyor izleyiciye. Batılıların “68’de Türkiye’de de mi olaylar oldu?” sorusundan etkilenen yönetmen,  genç nesillere ya unutulmaya yüz tutmuş bir masal gibi ya da ‘romantik başkaldırı’ nostaljisiyle yansıtılan 1968’e dönüyor yüzünü. Türkiye’de 1968’de yaşananlara dair yüzlerce hatta binlerce öyküden sadece biri bu.  

Hikâyenin mekânı; Asya’yla Avrupa’nın kesiştiği bir coğrafya, bugünkü jeo-politik terimlerle Ortadoğu’nun Avrupa kapısı... Ve iki şehir: biri, yüzyıllardır imparatorluklar başkenti olma mirasını taşıyan fakat bugün 17 milyonluk nüfusuyla “büyük bir köy” görünümündeki İstanbul. Diğeri, Türkiye’nin İran ve Irak sınırında, 40 yıl içinde “unutulmuşluk” anlamındaki konumu neredeyse hiç değişmemiş olan “en uzaktaki kent” Hakkâri. 

Devrimci Gençlik Köprüsü, her şeye rağmen aynı topraklarda binlerce yıldır birarada yaşamanın getirdiği kadim birliğe dayalı, geçmişe ve geleceğe dair bir efsanenin sembolü aslında. Belgesel filmin cevabını bulmaya çalıştığı sorulardan biri de bu: Nasıl geçen bir kırk yıl, gerçekliği efsaneye dönüştürebilir? 

1969 yılı... Hakkâri’de, geçit vermez Zap nehri canlar almaya devam ederken, İstanbul Boğazı’na ilk köprüyü yapma çalışmaları başlamıştır. ’68 gençliği içinden bir grup üniversite öğrencisi, ülkenin doğusu ile batısına eşit yatırım yapılması yaklaşımıyla İstanbul Boğaz Köprüsü’nün yapımına karşı çıkarlar. Bu karşı çıkışla; Boğaz Köprüsü yapımının ülkenin petrole bağımlılığını arttıracağını, başlamış olan iç göç sorununu arttıracağını, çevre arazilerde rant kavgalarının olacağını, Boğaziçi’nin doğal ve kültürel dokusunun bozulacağını, birinci köprünün ardından ikinci ve üçüncü köprülere gereksinim duyulacağını fakat bunların da ulaşım sorununu çözemeyeceğini, esas önem verilmesi gereken demiryollarının ve raylı sistemin ulaşım açısından daha verimli ve ucuz olduğunu savunurlar. 

Diğer yanda ise, “kapitalizm/sosyalizm” tartışmaları çerçevesinde, ülkenin doğusundaki yaşama biçimine, orada feodal bir yaşantının olup olmadığına duyulan merak söz konusudur. Tüm bunlar, gençleri sembolik bir eylem etrafında biraya getirir: ‘Boğaz’a değil Zap’a Köprü’.  Hep birlikte, Zap nehri üzerine bir asma köprü inşa etmeye başlarlar. Bu çabaya ulusal gazetelerden biri olan Milliyet de katılır. Bir yardım kampanyası açılır. Kısa sürede inşası tamamlanan köprüye ‘Devrimci Gençlik Köprüsü’ adı verilir. 

Köprü, Hakkârililer için ’68 olayları sonunda idam edilen gençlik liderlerinin adlarıyla andıkları bir efsane haline gelir.

Aradan geçen ve iki askeri darbe ile bir askeri darbe girişimini içeren yıllardan sonra, köprü, 1999’da kimliği bilinemeyen kişilerce havaya uçurulur. Film, “küçük bir köprüden kim korkar” sorusundan çok, Devrimci Gençlik Köprüsü’nün halkların dostluğuna yönelik anlamına yoğunlaşıyor.

Filmde hikâye, köprüyü yapan 68’lilerin ve o dönemi hatırlayan Hakkârililer’in tanıklıklarıyla aktarılıyor. 68’lilerden Masis Kürkçügil, Ragıp Zarakolu, Yaşar Yılmaz, Faruk Pekin, Necati Sağır, Esat Yarar, Cihan Şenoğuz ve Hakkarililer’den dengbej Abdülkadir Kızılkaya, yerel araştırmacı İhsan Çölemerikli, yerel fotoğrafçı Enver Özkahraman, Yüksekova belediye başkanı Mehmet Salih Yıldız filmde yer alan isimlerden birkaçı.

Film, 2006 yılında, Fas’ın Marakeş şehrinde gerçekleştirilen Euromed II- MEDA Film Geliştirme programına katılmaya hak kazanan tek belgesel film projesi oldu. İngilizce adı ile “A Bridge at the Edge of the World”, bu kapsamda yıl boyunca düzenlenen ve Avrupa ülkelerinden uzmanların yapım-yönetim alanında verdikleri birer haftalık üç atölyeye katıldı. Çekim ve kurgu aşamalarının tamamlanması yaklaşık 2 yılı bulan filmin görüntü yönetmenliğini Koray Kesik, montajını Burak Dal yaptı. Özgün müzik Sinan Sakızlı’ya ait.

Masis Kürkçügil: (d. 1947, İstanbul). Yazar ve yayıncı. Yazın Yayınları sahibi. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde okudu. 68 öğrenci hareketleri içinde yer aldı. Köz Yayınları'nı kurdu, Sürekli Devrim dergisini çıkardı. Yurt Ansiklopedisi'nde tarih koordinatörlüğü yaptı. Altı yılını Fransa'da mülteci olarak geçirdi. Birleşik Sosyalist Parti'nin (1994) kurucusu ve genel koordinatörü, ardından ÖDP'nin (1996) kurucusu ve uluslararası ilişkiler sorumlusu oldu. Sosyalist Demokrasi Yeniyol dergisini çıkardı. Tarih dergisinde ve İmdat Freni’nde yazıyor. Kitaplarından bazıları: Latin Amerika’nın Kaynayan Damarları,  Akıntıya Karşı ÖDP, Devrimden Devrime Bolivya, Tehlikeli Alakalar, Tarih ve Siyaset Sarkacında, Bir Başka Tarih Mümkün müydü?

Bahriye Kabadayı Dal: (d. 1977, İstanbul) Belgesel sinemacı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema bölümü mezunu.1997 yılından beri belgesel sinema alanında üretim yapıyor. İlk filmi bir gramofon ustasını konu alan Son Eller’i 1998’de çekti. 41. SİYAD En İyi Belgesel Film Ödülü (2008) sahibi ilk uzun metraj belgeseli Devrimci Gençlik Köprüsü’nde bir 68 kuşağı öyküsü anlattı. 2013’te Tarçın Film’i kurdu. Toplumsal tarih, kültür, arkeoloji, şehir ve deniz temalı filmleri arasında Boğaziçi  Balıkları (2013), Hakkâri’nin Gizemli Taşları (2014) ve Ütopyadan Gerçeğe (2016) yer alıyor. Şu anda farklı formlardan oluşacak Bir Karadeniz Hikâyesi projesinin ilk ayağı olan “Horona Duranlar” belgeseli üzerine çalışıyor. BSB Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği üyesi.

Lütfen önceden kaydolunuz.


Öğrenci
Mezun
Evet
Hayır