Cudi’den Akbelen’e Kardeş Ormanlar
İstanbul Edebiyat Evi’nde 5 Ekim akşamı Deniz Gümüşel ve Canfidal Boldaş’ın katılımıyla Cudi’den Akbelen’e sanal bir köprü kurduk, Doğu’dan Batı’ya Türkiye’deki ormansızlaştırma ve talan politikalarını konuştuk. İki çevre mühendisi ve doğa savunucusunun katılımıyla Akbelen’deki mücadeleyi Cudi’ye ve başka yörelere taşımanın, Cudi’deki ağaç kıyımının sesini ise ülkenin tamamına duyurmanın yollarını aradık.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi eski başkanı, hâlihazırda TMMOB Bingöl İl Koordinasyon Kurulu sekreterliğini sürdüren Canfidal Boldaş, Cudi Dağı’nda bu yaz çıkan yangınlara uzun süre müdahale edilmediğini belirterek, bölgede yıllardır insansızlaştırma politikasının izlendiğini anlattı. Cudi’nin yanı sıra, Dersim, Bingöl ve birçok yörede halkın da desteğiyle verilen çok sayıda çevre mücadelesinin medya yansımadığını vurgulayarak, daha kitlesel olabilmeleri için görünürlüğü arttırmanın gerekliliğine işaret etti. Ayrıca, başta Cudi’de olmak üzere, doğa savunusu çoğu eylemin devlet tarafından politize edildiğini ve sindirildiğini de sözlerine ekledi.
Akbelen’de ağaç kesimine karşı mücadele eden İkizköy Çevre Komitesi'nin kurucularından Deniz Gümüşel ise ormanda yapılması planlanan maden projesine karşı 2018’den bu yana süregelen süreci anlattı. İkizköy ve yöresinde yaşayanların her gece ormanın girişinde nöbet tutarak kesime karşı koyduğunu belirten Gümüşel, jandarma şiddetinin devletin dayattığı baskı konusunda büyük bir bilinç kazandırdığını anlattı. Gümüşel ayrıca kadınların birçok çevre mücadelesinde ve özellikle İkizköy’de ön saftaki rollerine değindi. Boldaş da kadınların doğa savunusunda sürükleyici olduklarını vurguladı.
Her iki konuk da, Türkiye’de doğa savunucularının bir araya gelip deneyimlerini paylaşmalarının öneminin altını çizdi. Doğu, Batı, Kuzey veya Güney demeden yaşam alanlarından mahrum bırakılan herkesin benzer süreçler yaşadığını, bu ortaklık üzerinden de güçlü bir kamuoyu oluşabileceğini söylediler. Her iki konuğumuz da sorunların tek bir yöreye odaklı kalmadan, ancak biraradalıkla çözülebileceğini belirterek, “Ormanların Kardeşliği” gibi söylemler üzerinden ayrıştırma yerine birlikteliğin sağlanabileceği daha fazla ortam yaratılması temennisinde bulundu.